Yazılarım · 6 Ocak 2010

Üniversite tercihi yaparken/17.08.06

Prof.Dr:Havva TUNÇ

Üniversite Tercihi Yaparken,   

2005–2006 öğretim dönemi sonunda yapılan üniversite giriş sınavı sonuçları Temmuz ayı başlarında adaylara gönderildi.  Adaylar düşünme sürecini tamamlamak üzere olup yaptıkları tercihlerini, tercih listelerine yazma aşamasına geldiler. Bu aşamada adaylara yardımcı olmak amacıyla kişisel düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Sınav sisteminde yapılan değişiklik adaylar üzerinde baskı oluşturdu. Adayların ortak düşüncesi gelen puanlarına göre tercih yaparken zorlanacak olmalarıdır. Adayların yanı sıra onların anne-babalarının ve hatta öğretmenlerinin de sıkça söyledikleri tercihlerin kolay yapılamayacağıdır. Aslında, tercih yapmak sanıldığı kadar zor değil.  Aday için zor olan, geleceğini şekillendirecek, yön verecek mesleği belirleyebilmektir ve bunu belirlerken önemli olan yapacağı tercihlerin doğru olması ya da en az riskle doğruya yakın olmasıdır.

Tercih yapacak olan adayın dikkat edeceği birinci nokta, aldığı puandan ziyade, genel başarı sıralamasında kaçıncı olduğudur. İkinci nokta ise tercih ettiği okulun (Üniversite, Fakülte veya Y.Okulun) geçen yıl aldığı öğrencilerin genel başarı sıralamasındaki yeridir. Diğer bir deyişle girmek istediği okulun geçen yıl aldığı birinci öğrenci ile sonuncu öğrencinin genel başarı sıralamasındaki yeridir. Üçüncü nokta ise adayın girmek istediği okulun,  geçen yıl aldığı öğrencilerin genel sıralamadaki yeri ile adayın genel sıralamadaki yeri arasında farkın olmamasıdır. Yani farklı dönemlerdeki sıralamanın birbirine yakın olması hatta örtüşmesi gerekir. Dördüncü ve can alıcı nokta ise tercih edilen bölümün adayın amaç ve hedefleri ile örtüşmesidir. Bunlara dikkat edildiği takdirde başarılı bir tercih yapılmış demektir. Kısacası, aday, genel başarı sıralamasındaki yerini tespit ettikten sonra tercihlerini en çok arzu edilenden en az arzu edilene doğru sıralar.

Adayın tercih etmek istediği okul ile genel başarı sıralamaları arasında bir fark yok ise yani, istek ile sıralama örtüşüyor ise sorun yoktur. Ancak sıralama ile istek arasında fark varsa, aday ne istediğini kesin olarak belirlemeli ve isteğine en yakın olan okulları tespit etmelidir. Adayın öğretmenine ya da anne–babasına burada görev düşmektedir. Aday tercihleri içinde şimdiye kadar hiç düşünmediği ya da düşünemeyeceği durumların olabileceğini kabul etmelidir. Yaşadığımız ülke koşullarında istediğimiz şeyleri yapma şansına veya lüksüne sahip olmayabiliriz. Sahip olduğumuzla yetinmek zorunda kalabiliriz. Bu durumda daha gerçekçi davranıp mevcut koşullara uyum gösterip, sahip olduğumuz imkânlara göre tercihimizi yapmalıyız.

Altını çizerek belirtmem gereken nokta; aday tercihini yaparken istemediği bir durumla karşılaşma olasılığının her zaman olabileceğini bilmeli ve “hayır istemiyorum” demeden önce, mevcut koşullarda kendisine bir şans vermelidir. Yani, koşullar neyi gerektiriyorsa tercihini o yönde veya ona yakın biçimde yapması akıllıca olacaktır.